14 Haziran 2025 Cumartesi
Günümüz dünyasında IQ (Zeka Katsayısı) hâlâ önemli bir faktör olsa da, son yıllarda EQ (Duygusal Zeka) kavramı, kişisel ve profesyonel başarıda çok daha belirleyici bir rol oynamaya başladı. Peki, duygusal zeka nedir ve kişisel gelişim yolculuğumuzdaki yeri neden bu kadar kritik?
Duygusal zeka, basitçe, hem kendi duygularımızı hem de başkalarının duygularını anlama, yönetme ve bu bilgiyi düşüncelerimizi ve davranışlarımızı yönlendirmek için kullanma becerisidir. Yüksek EQ’ya sahip insanlar, zor durumlarda daha sakin kalır, ilişkilerinde daha başarılı olur, iş yerinde daha etkili liderlik sergiler ve genel olarak yaşamdan daha fazla doyum alır. Duygusal zeka, kişisel gelişimimizin temel direklerinden biridir, çünkü kendimizi ve çevremizi daha derinlemesine anlamamızı sağlar. Bu anlayış, daha bilinçli seçimler yapmamıza ve daha dengeli bir yaşam sürmemize olanak tanır.
İyi haber şu ki, duygusal zeka, doğuştan gelen bir yetenekten ziyade, üzerinde çalışarak geliştirilebilen bir beceridir. İşte EQ’nuzu artırmak için atabileceğiniz bazı somut adımlar:
Duygusal zekanın ilk ve en temel adımı, kendi duygularınızın farkında olmaktır. Ne zaman öfkeli, ne zaman mutlu, ne zaman endişeli olduğunuzu anlamaya çalışın. Bu duyguların tetikleyicileri nelerdir? Vücudunuzda nasıl hissettiriyorlar?
Duygularınızın farkına varmak yetmez, onları sağlıklı bir şekilde yönetebilmek de önemlidir. Bu, duygularınızı bastırmak anlamına gelmez, aksine onları yapıcı yollarla ifade etmeyi öğrenmektir.
Duygusal zeka, hedeflerinize ulaşmak için içsel motivasyonunuzu kullanma becerisini de içerir. Bu, kısa vadeli hazlar yerine uzun vadeli hedefler için çaba göstermeyi ifade eder.
Empati, başkalarının duygularını anlama ve onların perspektifinden bakabilme yeteneğidir. Bu, güçlü ve sağlıklı ilişkiler kurmanın temelidir.
Duygusal zekanın son bileşeni, başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurma, ilişkileri yönetme ve ilham verme yeteneğidir.
Duygusal zeka, sadece kişisel gelişimimizde değil, aynı zamanda daha mutlu, daha başarılı ve daha anlamlı bir yaşam sürmemizde kilit bir role sahiptir. Bu becerileri geliştirmek, sizi sadece daha iyi bir birey yapmakla kalmayacak, aynı zamanda çevrenizdeki insanlarla daha derin ve tatmin edici bağlar kurmanızı da sağlayacaktır. Unutmayın, bu bir yolculuktur ve her küçük adım, hedefinize doğru attığınız büyük bir adımdır.
Bayramlar, insanın kalbine dokunan, sevginin ve birlikteliğin sesini duyuran en özel zamanlardır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Kurban Bayramı, hem hanelerimizi hem de gönüllerimizi aydınlatıyor.
Gazete90 ailesi olarak, kalemimizin ucuyla, ekranımızın ışığıyla, siz değerli okurlarımızın hayatına dokunmanın kıymetini biliyoruz. Bugün bir kez daha anlıyoruz ki; bayramlar sadece tatil değil, ruhun tazelendiği, insanın insanla kucaklaştığı manevi bir yenilenme zamanıdır.
Kurban Bayramı vesilesiyle, siz kıymetli okurlarımızın bayramını en içten duygularımızla kutluyoruz. Ailenizle, sevdiklerinizle bir arada, sağlıklı, huzurlu ve bereketli bir bayram geçirmenizi diliyoruz.
Bayramın, kırgınlıkların sona erdiği, umutların yeniden yeşerdiği, küçük tebessümlerin büyük mutluluklara dönüştüğü bir zaman olmasını temenni ediyoruz.
Bu bayram, yalnızca sofralarda değil, kalplerde de bereket olsun. Birlikte nice bayramlara, nice güzel haberlere…
Gazete90 olarak her daim yanınızdayız. Bayramda da, bayramdan sonra da…
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), Avrupa İşletmeler Ağı Karadeniz Projesi kapsamında, bölgedeki firmalara yönelik özel bir eğitim programı düzenledi. “Satış Teknikleri ve Müşteri İlişkileri Yönetimi” başlıklı eğitim, iş dünyasının temsilcilerine ücretsiz olarak sunuldu.
Eğitim, satış kabiliyetini geliştirmek ve müşteri memnuniyetini artırmak isteyen işletmelere yeni bakış açıları kazandırmayı amaçladı. Eğitimci Şehnaz Dereli tarafından gerçekleştirilen oturumlarda şu başlıklar işlendi:
Etkili Satış Teknikleri
Müşteri İkna Yöntemleri
Dijital Satış Kanalları
Online Müşteri İlişkileri
Müşteri Sadakati ve Geri Bildirim Stratejileri
Yıl içinde gerçekleştirilen üçüncü eğitim olma özelliğini taşıyan bu program, oda üyeleri ve iş dünyası temsilcilerinden yoğun ilgi gördü. Katılımcılar, özellikle dijital çağda değişen müşteri beklentileri ve satış yaklaşımlarına dair bilgileri faydalı bulduklarını ifade etti.
Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu yaptığı açıklamada, “Odamız, Avrupa İşletmeler Ağı Projesi’nin Karadeniz koordinatörü olarak üyelerimizin gelişimine katkı sunmayı sürdürüyor. Müşteri odaklı yaklaşımlar ve satış stratejileri üzerine kurulu bu eğitimi, üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda planladık. Üye memnuniyeti bizim en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor” dedi.
Murzioğlu ayrıca, yıl boyunca farklı temalarda eğitimlerin devam edeceğini belirterek, “Amacımız; üyelerimizin risklerini azaltarak, fırsatları daha doğru analiz etmelerine yardımcı olmak. Bu doğrultuda eğitimlerimiz sürecek” ifadelerini kullandı.
Karadeniz’in gözbebeği Samsun, yıllardır potansiyelinin çok altında kalıyor. Tarımdan sanayiye, turizmden eğitime kadar birçok alanda fırsatlarla dolu olan kent, yönetimsel sorunlar ve siyasi tercihler nedeniyle adeta yerinde sayıyor. Peki Samsun’un gelişmesinin önündeki engeller neler? Şehir neden bir türlü hak ettiği noktaya gelemiyor?
Samsun’da yıllardır konuşulan ama açık açık dile getirilmeyen bir gerçek var: Samsun’u yönetenlerin çoğu Samsunlu değil. Bürokratından il müdürüne, yatırım kararlarından projelere kadar pek çok noktada kente dışarıdan gelen yöneticiler hakim. Bu durum, şehrin ruhunu, kültürünü ve gerçek ihtiyaçlarını anlamakta büyük eksiklikler yaratıyor.
Yatırım kararlarında, öncelikli kalkınma hedeflerinde Samsun’un kendine ait özgün bir stratejisi yok. Yerel hafıza, dış müdahalelerle zayıflatılırken, şehir dinamikleri devre dışı bırakılıyor.
AK Parti’nin Türkiye genelindeki güçlü etkisi Samsun’da da uzun yıllardır hissediliyor. Ancak özellikle son üç milletvekili seçiminde yapılan aday tercihlerinin halkta karşılık bulmadığı net biçimde görülüyor.
Samsun halkı, kendini temsil ettiğini düşündüğü isimleri listelerde göremedi. Parti sadakatinden dolayı sandığa gidilse de, siyasi temsilde yerel ağırlığın giderek azalması, kentte büyük bir kırgınlık yarattı. Kente yatırım getirecek, proje üretecek, yerel sorunları Ankara’ya taşıyacak güçlü milletvekili figürlerinin eksikliği, Samsun’un kaderini etkileyen en önemli unsurlardan biri oldu.
Merkezi Projelerde Dışlanma: Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin merkezi olmasına rağmen birçok büyük ölçekli projede Trabzon, Ordu gibi illerin gerisinde kalıyor.
Tarım ve Sanayi Dengesizliği: Verimli ovalarına rağmen tarım politikalarının zayıflığı, sanayi alanında ise plansızlık gelişmenin önünü tıkıyor.
Turizmde Yetersiz Tanıtım: Bandırma Vapuru, Amisos Tepesi, doğa ve yayla turizmi gibi değerler yeterince tanıtılamıyor.
Ulaşıma Odaklı Gelişememe: Havalimanı ve hızlı tren gibi ulaşım projelerinde geride kalınması, yatırımcıyı Samsun’dan uzak tutuyor.
Genç Nüfusun Göçü: Eğitimli gençlerin başka şehirlerde gelecek araması, Samsun’da beyin göçünü artırıyor.
Samsunlular Samsun’u Yönetmeli: Karar alma mekanizmalarında doğrudan yerel aktörler etkili olmalı.
Aday Belirleme Süreci Şeffaflaştırılmalı: Parti merkezleri yerine halkın talebiyle şekillenen milletvekili listeleri oluşturulmalı.
Yatırım Odaklı Kent Vizyonu: Tarım, sanayi, turizm ve eğitim alanlarında somut, ölçülebilir projeler hazırlanmalı.
Bölgesel İşbirlikleri Artırılmalı: Amasya, Tokat, Çorum gibi çevre illerle ekonomik ve kültürel iş birlikleri kurulmalı.
Gençlere Gelecek Vaadi Sunulmalı: Teknokentler, startup merkezleri ve mesleki eğitim projeleriyle genç nüfus kentte tutulmalı.
Samsun, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç noktası olan tarihiyle, coğrafi konumuyla ve insan kaynağıyla büyük potansiyele sahip bir şehir. Ancak bu potansiyelin ortaya çıkabilmesi için, şehri tanıyan, bu topraklarda yetişmiş, yerel hassasiyetleri gözeten bir anlayışın yönetimde söz sahibi olması gerekiyor.
Samsun’un hak ettiği yere gelmesi; dışarıdan atananlarla değil, içeriden yetişenlerle, halkın iradesiyle mümkün olacak.
Sergen Yalçın, Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım’ın Galatasaray maçı öncesi yaptığı açıklamalarla ilgili konuştu. Yalçın, Yıldırım’ın “Ali Koç şampiyon olmadan Türkiye’de huzur olmayacak.” ifadesini kullanmasını eleştirdi.
Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, Galatasaray maçından önce yaptığı bir açıklamada “Türk futbolu bir yere varacaksa önce Ali Koç’un bir kere şampiyon olması lazım. Açık ve net söylüyorum. Ali Koç şampiyon olmadan Türkiye’de huzur olmayacak.” ifadelerini kullanmıştı. Sergen Yalçın, KAFA Sports YouTube kanalında Yıldırım’ın bu sözlerini eleştirdi. Sergen Yalçın’ın açıklamaları şöyle:
“Bu açıklamaya tabii ki katılmıyorum. Bir kulüp başkanının böyle bir açıklama yapmasını çok sağlıklı bulmuyorum.
Ne gerek var. Yüksel Yıldırım iyi bir başkan, Samsunspor’u da iyi yerlere getirdi. Gerçekten iyi işler de yapıyor ama büyük maçlardan önceki bu açıklamaları ona yakıştıramıyorum.
Samsunspor iyi bir camia, güzel bir kulüp, güzel bir takım yaratmışsın, iyi oynuyorlar, maddi sorunları yok. Bu açıklamalar bir şey kazandırmaz Yüksel Yıldırım’a.
Şampiyonluk büyük camiaları ilgilendiren bir konu. Onlar kendi aralarında bazen didişiyorlar, bazen birbirlerine sataşıyorlar. Bunlar sezon içerisinde olur. Seviyeyi düşürmediğin sürece, saygı çerçevesinde kaldığını sürece bu karşılıklı atışmaların ben güzel olduğunu düşünüyorum… Bu tür açıklamalar yapması doğru değil” dedi.