DOLAR 42,8310 0.03%
EURO 50,2350 0.05%
ALTIN 5.977,600,10
BITCOIN 37859210.34475%
Samsun
12°

KAPALI

SABAHA KALAN SÜRE

Hasan Hüseyin Örnek

Hasan Hüseyin Örnek

19 Kasım 2025 Çarşamba

Kendine Şefkatle Bak

Kendine Şefkatle Bak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mevsimler değişir, hayat değişir ve ne yazık ki toplumun güzellik algısı da sürekli değişir. Ancak değişmeyen tek şey, birçoğumuzun aynaya baktığımızda hissettiği yetersizlik ve eleştirel seslerdir. Kadınların kişisel gelişim yolculuğunda belki de en büyük engellerden biri, dayatılan ‘ideal’ beden kalıbına uymama baskısıdır. Oysa gerçek özgüvenin kilolarla, çizgilerle ya da kusursuzluk mitiyle hiçbir ilgisi yoktur. Beden olumlama (Body Positivity) ve pozitif beden imajı geliştirmek, bir trend değil; zihinsel sağlığımız için atmamız gereken devrimci bir adımdır.

İçimizdeki Eleştirmen ve Medya Baskısı

Sosyal medya filtreleri ve parlak reklam panoları, bize sürekli olarak tek tip bir güzellik standardı sunuyor. Bu dijital mükemmeliyetçilik bombardımanı karşısında, içimizdeki “eleştirmen” de sesini yükseltiyor: “Göbeğin çok fazla,” “Selülitlerin görünüyor,” “Yeterince sıkı değilsin.” Bu eleştirel ses, kendi potansiyelimizi gerçekleştirmemizi engelleyen, enerjimizi tüketen bir düşmana dönüşebiliyor.

Unutmayalım ki, bu kalıplar ticari kaygılarla yaratılmıştır. Milyar dolarlık güzellik ve diyet endüstrisi, bizi kusurlu hissettiği sürece ayakta kalır. Beden olumlama hareketi ise bu ticari döngüyü kırmak, bedenimizi bir meta değil, eşsiz bir yaşam yuvası olarak görmeyi öğrenmektir.

Beden Olumlama Bir Gecede Gelen Aşk Değildir

Beden olumlama, aynaya baktığınız an vücudunuza delicesine aşık olmak demek değildir. Bu bir hedef değil, bir süreçtir. Başlangıçta hissettiğimiz derin eleştiriyi, yavaş yavaş tarafsızlığa dönüştürmekle başlar. Vücudunuzu “sevmek” zorunda değilsiniz, ama ona saygı duymak zorundasınız. Çünkü o, sizi her gün ayakta tutan, nefes alıp vermenizi sağlayan muhteşem bir makinedir.

Peki, bu pozitif imajı nasıl inşa edebiliriz?

1. Beden Dilinize Teşekkür Edin

Vücudunuza baktığınızda gördüğünüz her şeyi bir fonksiyon olarak değerlendirmeye başlayın, bir görünüm olarak değil. Elleriniz yemek pişirdiği için, bacaklarınız sizi istediğiniz yere taşıdığı için, karnınız sizi beslediği için teşekkür edin. Bedeniniz, sizin hizmetçiniz değil, ortağınızdır.

2. Toksik Çevreyi Temizleyin

Kendinizi sürekli “zayıflama” diyetleri, filtreli fotoğraflar ve bedeninizle ilgili olumsuz konuşmalar yapan hesaplarla çevrili buluyorsanız, zihinsel sağlığınızı korumak için bir temizlik yapın. Sosyal medyada sadece mutluluğu ve başarıyı değil, gerçekliği ve çeşitliliği yansıtan içerik üreticilerini takip edin. Eleştirel konuşmalardan uzak durun ve kendinizle ilgili pozitif konuşma başlatan ilk kişi siz olun.

3. Kıyafetleriniz Size Uysun, Siz Kıyafetlere Değil

Beden imajını geliştirmede en önemli adımlardan biri de kendinizi iyi hissettiğiniz kıyafetleri giymektir. “Şunu yaparsam/zayıflarsam giyeceğim” dediğiniz tüm kıyafetleri bir kenara bırakın. Gardırobunuzu, şu anki size tam uyan, içinde güçlü ve rahat hissettiğiniz parçalarla doldurun. Kıyafetler bedeninizi onurlandırmalı, onu gizlemeye çalışmamalıdır.

4. Hareketi Ceza Olarak Görmeyin

Egzersiz yapma motivasyonunuz “ceza çekmek” ya da “kilo vermek” olmaktan çıksın. Bedeninizi hareket ettirmek, enerjinizi artırmak, gücünüzü hissetmek ve zihninizi temizlemek için bir kutlama olsun. Amacınız ideal bir sayıya ulaşmak değil, hareket etmenin size verdiği keyfi ve sağlık faydalarını hissetmek olmalıdır.

Unutmayın, beden olumlama; her beden şeklinin ve büyüklüğünün güzel olduğu inancıdır. Sizin kişisel yolculuğunuzda ise bu, aynadaki yansımanızı değiştirmeye çalışmak yerine, bakış açınızı değiştirmeye çalışmaktır. Kendinizi sevmeye, saygı duymaya ve kendinize şefkat göstermeye bugünden başlayın. En güzel, en değerli ve en güçlü haliniz, zaten şu anki halinizdir.

Devamını Oku

Dişil Kod: Kadının Gücüne Dokunan Yeni Bir Yolculuk TİVİ 6’da Başlıyor

Dişil Kod: Kadının Gücüne Dokunan Yeni Bir Yolculuk TİVİ 6’da Başlıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Televizyon ekranlarında bazı programlar vardır; yalnızca bilgi vermez, izleyenin ruhuna da dokunur. İşte TİVİ 6’da çok yakında başlayacak Dişil Kod, tam olarak böyle bir program. Bu köşeden yıllardır pek çok yeni projeyi sizlere tanıttım, fakat Dişil Kod’un durduğu yer biraz başka. Çünkü bu program, modern hayatın koşturmacası içinde kendini unutan, kendi sesini duymakta zorlanan kadınlara, “Bir dur ve kendini hatırla” diyor.

Kadının Yolculuğuna Eşlik Eden Bir Format

Biz kadınlar, çoğu zaman hayatın yükünü omuzlarımızda taşırız. Ev, iş, ilişkiler, sağlık derken kendimize ayırdığımız zaman giderek daralır. Dişil Kod, tam da bu noktada devreye giriyor.
Program;

  • kişisel gelişimden sağlığa,

  • estetikten beslenmeye,

  • duygusal farkındalıktan spora kadar

kadının günlük hayatına temas eden pek çok konuyu ele alıyor. Ama bunu akademik bir soğuklukla değil, samimi, sıcak ve yargılamayan bir dille yapıyor.

Ekrana çıkan her konu, “Senin bir yerlerde unuttuğun o içsel gücü yeniden hatırlatmak için buradayım” diyor adeta.

Topluma Değer Katan Sessiz Bir Dokunuş

Bazen televizyon sadece eğlendirmek içindir, bazen yalnızca haber verir. Ama bazı yayınlar vardır ki topluma sessiz bir dokunuş yapar. Dişil Kod’un beni en çok etkileyen yönü de bu oldu.

Program, kadınların kendilerini yeniden keşfetmesine kapı açıyor.

  • Bir bölümde duygusal sağlığın önemini,

  • Bir başka bölümde bedensel iyilik halini,

  • Sonraki hafta yaşamın ritmini yakalamayı konuşuyor.

Yani yalnızca ekranda konuşulan bir içerik değil; izleyen herkese “Benim için de bir şey var burada” dedirten bir farkındalık yolculuğu.

Neden Dişil Kod?

Çünkü her kadının içinde uyandırılmayı bekleyen bir potansiyel, bir ışık var.
Çünkü kadın değişirse toplum değişir.
Ve çünkü bazen hepimizin kendimizi hatırlatan bir sese ihtiyacı olur.

TİVİ 6’nın bu yeni programı, tam da bu nedenle ekranlara çok yakışacak. Dişil Kod, kadının ruhunu besleyen bir pencere olmaya aday.

Yakında… Üstelik güçlü bir içerikle.

Devamını Oku

Liderlikte Kadın Dokunuşu: Güçlü Duruşun Anahtarı

Liderlikte Kadın Dokunuşu: Güçlü Duruşun Anahtarı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geleneksel olarak liderlik, hiyerarşik ve buyurgan (Transaksiyonel) bir modelle özdeşleştirildi. Ancak modern iş dünyası, özellikle de kadınların yönetime girmesiyle birlikte, liderlik tanımının çok daha esnek, kapsayıcı ve duygusal zekâ odaklı olduğunu kanıtladı. Kadınlar, doğal eğilimleri ve yetiştirilme biçimlerinin de etkisiyle, yönetim masasına kendilerine özgü, güçlü ve dönüştürücü stiller getiriyorlar.

Peki, bir kadın yönetici, kendi özgün liderlik stilini koruyarak profesyonel hayatta nasıl kalıcı ve güçlü bir duruş sergileyebilir?

I. Kadın Liderlik Stillerinin Farkı

Yapılan araştırmalar, kadınların genel olarak iki ana liderlik stilini daha sık benimsediğini gösteriyor. Bu stiller, iş sonuçlarını ve ekip performansını pozitif yönde etkiliyor:

1. Dönüştürücü (Transformational) Liderlik

Kadın liderler genellikle ekiplerine ilham verme, bireysel potansiyelleri geliştirme ve organizasyonel kültürü dönüştürme konusunda çok başarılıdır. Vizyonlarını net bir şekilde ortaya koyar, ekiplerini motive eder ve değişim için güçlü bir zemin hazırlarlar. Bu stil, yüksek bağlılık ve yenilikçilik yaratır.

2. İşbirlikçi (Collaborative) Liderlik

Kadın yöneticiler, karar alma süreçlerinde işbirliğini ve konsensüsü teşvik etmeye daha eğilimlidir. Tek bir doğru yerine, farklı bakış açılarının birleşmesinden doğan en iyi çözümü ararlar. Bu yaklaşım, kapsayıcı bir işyeri kültürü oluşturur ve ekip içi iletişimi güçlendirir.

II. Yönetimde Güçlü Duruş Sergileme Stratejileri

Özgün stilinizi korurken, yönetimde kararlı ve etkili bir varlık göstermenin yolları vardır.

Net Sınırlar ve Asertif İletişim

Güçlü duruşun temelinde netlik yatar. Kadınlar, genellikle “Hayır” demekten veya talep etmekten kaçınarak kendilerini geri planda bırakabilirler.

  • Eylem: Duygusallıktan uzak, net ve atılgan (asertif) bir dille beklentilerinizi ve sınırlarınızı ifade edin. Duygusal zekânızı kullanarak empati kurun, ancak kararınızdan taviz vermeyin.

“Yetersizlik” Sendromunu Aşma (Imposter Syndrome)

Pek çok başarılı kadın, başarılarını küçümseme ve “Yakalanacağım” korkusu yaşama eğilimindedir. Bu durum, kararsız ve güvensiz bir duruş sergilemenize yol açar.

  • Eylem: Başarılarınızı kabul edin ve sahiplenin. Toplantılarda fikrinizi ifade etmek için ilk konuşan kişi olmayı deneyin. Konuşurken kendinizden emin bir ton ve güçlü bir beden dili kullanın (dik duruş, göz teması).

Stratejik Ağ Oluşturma ve Destek Alma

Liderlik, yalnız bir yolculuk olmak zorunda değildir. Güçlü duruş sergilemek, sadece bireysel yeterlilik değil, aynı zamanda doğru kaynaklara erişim demektir.

  • Eylem: Kurum içi ve dışı profesyonel ağlar (networking) kurun. Kendinize bir mentor bulun ve onun deneyimlerinden faydalanın. Destekleyici bir ağ, zorlu kararlar alırken veya baskı altında kalırken özgüveninizi pekiştirecektir.

Sonuç: Özgünlük Güçtür

Kadın liderlerin güçlü duruşu, geleneksel “sertlik” veya “otorite” taklidi yapmaktan geçmez. Aksine, güçlü duruş; kendi dönüştürücü vizyonunuzu, işbirlikçi yaklaşımınızı ve yüksek duygusal zekânızı kullanarak kararlı ve sonuç odaklı olmanızdan gelir. Unutmayın, en güçlü liderlik, en otantik liderliktir.

 

Devamını Oku

Bağımlı Olma, Bağlı Ol: İlişkilerde Özgürleşme

Bağımlı Olma, Bağlı Ol: İlişkilerde Özgürleşme
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hayatımız boyunca en çok yatırım yaptığımız alanlardan biri, şüphesiz ki kurduğumuz ilişkilerdir. Ancak, çoğu zaman “aşk” ya da “sadakat” adı altında, kendimizi yavaşça duygusal bir bağımlılığın içine hapsederiz. Kadınlar olarak, ilişkilerde verici ve fedakâr olmayı merkeze koyma eğilimimiz, kendi bireyselliğimizden ve özgürlüğümüzden ödün vermemize yol açabilir.

Oysa sağlıklı bir ilişki, iki ayrı ve tam bireyin ortak bir yolda yürümesiyle mümkündür. Bağımlılık ise, birinin varlığını diğerinin nefesi haline getirmektir. Peki, bu ince çizgiyi nasıl fark edebiliriz ve bağımlılıktan sağlıklı bir bağlılığa nasıl geçiş yapabiliriz?

Bağımlılık Tuzağının Sinyalleri

Duygusal bağımlılık, genellikle kişinin kendi değerini partnerinin onayına bağlamasıyla başlar. Eğer mutluluğunuz, partnerinizin ruh haline, ilgisine veya onayına tamamen bağlıysa, alarm zilleri çalıyor demektir.

  • Sürekli Onay Arayışı: Partnerinizin her kararınızı onaylamasını beklemek.
  • Aşırı Kıskançlık ve Kontrol: Yalnız kalmaktan korktuğu için partnerin her adımını takip etme ihtiyacı.
  • Öz-Fedakârlık: Kendi ilgi alanlarını, arkadaşlarını ve hatta kariyerini ilişki uğruna tamamen bırakmak.
  • Boşluk Hissi: Partner yanında yokken kendini eksik, huzursuz ve değersiz hissetmek.

Bu sinyaller, ilişkinizin bir ortaklık olmaktan çıkıp, bir ‘hayatta kalma’ mekanizmasına dönüştüğünü gösterir.

Özgürleşme Yolculuğu: Kendini Merkeze Koy

Sağlıklı bir ilişki dinamiği kurmanın ilk adımı, ilişkiyi değil, kendinizi merkeze almaktır. Bu bencillik değil, bireysel sağlamlıktır.

  1. Öz Değerin Keşfi: Kendi değerinizi, partnerinizin size davranış şeklinden bağımsız olarak tanımlayın. Başarılarınızı, yeteneklerinizi ve sizi siz yapan özellikleri listeleyin. Bu içsel sağlamlık, dış onay ihtiyacını azaltacaktır.
  2. Sınırlarınızı Belirleyin: Kendi zamanınıza, enerjinize ve duygusal alanınıza saygı gösterin. Ne zaman ‘hayır’ diyeceğinizi, nerede duracağınızı açıkça ifade edin. Sınırlar, ilişkiyi yıkmaz, aksine korur ve saygıyı artırır.
  3. Bireysel Alanı Koruyun: İlişki dışındaki hobilerinizi, arkadaş çevrenizi ve kariyer hedeflerinizi aktif tutun. Tek başınıza vakit geçirmekten keyif almayı öğrenin. Unutmayın, ilişkiniz hayatınızın tamamı değil, güzel bir parçası olmalıdır.
  4. İletişimi Dönüştürün: İhtiyaçlarınızı pasif-agresif yollarla ima etmek yerine, “Ben dili” kullanarak açıkça ifade edin. Sağlıklı bir partner, ihtiyaçlarınızı duyacak ve saygı gösterecektir.

Bağımlılıktan özgürlüğe geçiş, ilişkinizi daha sağlam ve olgun bir zemine taşır. Kendiyle barışık ve güçlü bir kadın, ancak bu şekilde eşit ve mutlu bir ortaklık kurabilir.

Devamını Oku

Samsun Narkotik Polisi Tırda 153 Bin Uyuşturucu Hap Yakaladı

Samsun Narkotik Polisi Tırda 153 Bin Uyuşturucu Hap Yakaladı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, kent genelindeki titiz çalışmaları sonucunda yüklü miktarda uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı bilgisine ulaştı. Elde edilen istihbarat üzerine hızla harekete geçen ekipler, zehir tacirlerine geçit vermeyen başarılı bir operasyon gerçekleştirdi.

Operasyonun Merkezi: İlkadım’da Tır Durduruldu

Narkotik polisinin takibi sonucunda şüpheli tır, Samsun’un İlkadım ilçesinde durduruldu. Uzman ekipler tarafından tırda detaylı bir arama yapıldı. Yapılan titiz incelemeler neticesinde, aracın çeşitli yerlerine ustaca gizlenmiş koliler içerisinde büyük miktarda sentetik ecza bulunduğu tespit edildi.

Ele Geçirilen Miktar ve Gözaltılar

Aramalar sonucunda, piyasa değeri yüksek olan 153 bin 615 adet sentetik uyuşturucu hap ele geçirildi. Bu büyük yakalama, Samsun Narkotik polisinin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlılığını bir kez daha gösterdi.

Operasyonla bağlantılı olduğu belirlenen ve sevkiyatta birlikte hareket ettikleri saptanan dört şüpheli kıskıvrak yakalandı. F.U. (53), D.Ç. (36), O.K. (20) ve T.K. (21) isimli şahıslar gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma halen devam ediyor.

Devamını Oku