Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, dünyanın ve Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kuraklık ve çölleşme riski hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Demir, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yol açtığı su kıtlığının, önümüzdeki yıllarda büyük çaplı insan göçlerine neden olabileceği uyarısını yaptı.
Küresel Su Krizi ve Göç Dalgası Beklentisi
Prof. Dr. Yusuf Demir, günümüzde 2 milyar insanın hâlâ güvenli içme suyuna erişemediğini belirterek, son yüzyıldaki gelişmelerin ve özellikle son çeyrek asırda yaşanan küresel ısınmanın, dünyada çölleşme ve kuraklık nedeniyle bu durumu ortaya çıkardığını ifade etti. Demir, “Dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan insanlar, temel su ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve bu durum toplulukların bütün halinde kurak ve çorak hâle gelen topraklarından göç etmelerine neden olmaktadır” dedi.
Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Sekretaryası’nın verilerine atıfta bulunan Prof. Dr. Demir, bu süreç nedeniyle 2030 yılına kadar dünya çapında 135 milyon insanın göç etmesinin beklendiğini kaydetti. Sürecin aynı hızla devam etmesi halinde, 2050 yılına kadar üç milyardan fazla insanın benzer bir durumla karşı karşıya kalabileceği ve bir milyara yakın insanın göç etmek zorunda kalabileceği bir geleceğin kaçınılmaz hale geleceği konusunda uyardı. Demir, her geçen gün su krizi ve su kıtlığının artabileceğini gösteren verilerin arttığını vurguladı.
Türkiye’de Çölleşme Riski Artıyor
Prof. Dr. Demir, küresel ısınmanın etkisiyle dünyada yaşanan ısınma ve buna bağlı olarak artan afetlerin Türkiye üzerindeki etkilerine de değindi. “Son yıllarda yaşanan küresel ısınma etkisiyle dünyada yaşanan ısınma, buna bağlı olarak her geçen gün artan afetler ve doğa olaylarının günlük yaşantımıza ve çevremize etkileri artarak devam etmektedir. Bu etkiler sonucunda ülkemizde Güneyden-kuzeye doğru artarak devam eden kuraklık ve çölleşme önemli hale gelmektedir” dedi.
2024 yılının Türkiye’de aşırı olayların yaşandığı bir yıl olduğunu belirten Demir, 2025 yılı verilerinin de yaz aylarında sıcak ve kurak bir dönemin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterdiğini söyledi. Kuraklık etkisiyle üretim deseninin kuzeye doğru kaydığını, buna bağlı olarak çölleşme etkisinin güneyden kuzeye doğru arttığını ve ülkemizin önemli bir kısmında çölleşme riskinin arttığını vurguladı.
Tarım, Su Kaynakları ve Bilinçlenme Çağrısı
Yaşanan sürecin tarım ve üretim üzerindeki etkisinin yadsınamaz düzeyde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demir, yağış rejimleri ve su kaynaklarının da önemli ölçüde etkilendiğini belirtti. Yaz aylarının yağışsız ve kurak geçmesinin, barajlar, sulama suyu kaynakları ve metropollerdeki içme suyu kaynakları açısından kritik bir süreç oluşturabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle, yaz aylarında mevcut kaynakların kullanımı ve korunmasının çok daha önemli hale geldiğini vurguladı.
Prof. Dr. Demir, bir tarım ülkesi olan Türkiye açısından kuraklık ve çölleşme riskinin giderek büyüyen bir problem haline dönüştüğünü belirterek, şu çağrılarda bulundu:
- Ülkemizin tarıma verdiği destek ve önem artmalı.
- Tarım alanları korunmalı ve özellikle çölleşmeye karşı mücadele sistematik hale gelmeli.
- Bu alanda yapılacak çalışmalar ve uygulamalar teşvik edilmeli.
- Toplum, küresel iklim, kuraklık, çölleşme, su ve su kaynaklarının korunması gibi konularda eğitilmeli ve tüm vatandaşlar duyarlı hale getirilmeli.
Demir, “Üç tarafı denizlerle çevrili, her bölgesi ayrı özelliklere sahip ülkemizin geleceği kuraklık ve çölleşme olmamalıdır. Ülkemizin geleceği tarım ve tarıma dayalı sanayidedir” diyerek sözlerini tamamladı.
News
