İstanbul’da 2000 yılında yaşanan ve hâlâ faili bulunamayan bir cinayet, 25 yıl sonra tekrar gündemde. Fulya’da ailesiyle yaşayan 15 yaşındaki lise öğrencisi Çağla Tuğaltay’ın evinde öldürülmesiyle ilgili dosya, zamana karşı yarışıyor.
Olay günü okuldan dönen genç kız, yalnız kaldığı sırada saldırıya uğradı. Evde zorlama ya da hırsızlık emaresi bulunmazken, Çağla'nın odasında boğazı kesilmiş halde bulunması, olayın planlı bir cinayet olabileceğini düşündürdü.
Yıllar içinde farklı medya programlarına çıkan aile bireylerinin çelişkili açıklamaları kamuoyunda merak uyandırdı. Olayla ilgili birçok tanık ifadesi alındı ancak somut bir delil hâlâ ortaya çıkmadı.
Son dönemde dosyaya eklenen bir tanık ifadesi, davada yeni bir kırılma noktası yarattı. Olay günü apartmanda bir adamın elinde kanlı bıçakla görüldüğüne dair ifade, soruşturmanın yönünü değiştirebilir.
Türk Ceza Kanunu’na göre cinayet dosyaları 30 yıl sonra zaman aşımına uğruyor. Çağla Tuğaltay dosyasının kapanmaması için sadece 5 yıl kaldı. Bu süre içinde iddianame hazırlanması, yargı sürecinin başlatılması ve kararın kesinleşmesi gerekiyor.
Çağla’nın ailesi ve kamuoyu, yıllardır bu karanlık dosyanın aydınlatılmasını bekliyor. Adli makamların yeniden harekete geçmesi ve tüm delillerin titizlikle incelenmesi çağrısı yapılıyor.
